NUH
NUH YENİ
kocaeli kaya
ATAKENT CİHAN HASTANESİ
EDANUR KORKMAZ
Köşe Yazarı
EDANUR KORKMAZ
 

EYVAH SINAV

 Eskiden en zor görünen sınav üniversite sınavı iken sonradan liseye geçiş sınavı ve duyduğum en korkunç sınav olan ortaokula giriş sınavına kadar düştü bu. Ne istiyoruz ve ne bekliyoruz biz bu sistem ile çocuklardan? Habire bir yarış pistinde yarışıyorlarmış düşüncesini onlara empoze etmek için itina ile elimizden geleni yapıyoruz. Kişisel gelişimde bastıra bastıra işlediğimiz ilkokul çocuğu oyun çapındadır bilgisini neden yok sayıyoruz! İlkokul çağındaki bir çocuk gayet doğal bir şekilde gelişiminin gerektirdiği üzere oyun oynamak isteyince hemen bir şartlar, kurallar, sınırlar koymak neden? Hayır, oynayamazsın! Çünkü ödevin var. Bir annenin çocuğuna kurduğu en yaralayıcı cümle olabilir. Elinizden en sevdiğiniz şeyin, hiç hoşlanmadığınız bir sebep ile alındığını düşünün. Ne hissedersiniz, alan kişiye ne yaparsınız? Muhtemelen öfkenizi kontrol edemez, bunları yapan kişiye karşı hiddetlenirsiniz. Aslında bu örnek tam olarak çocuklara yapılan baskının aynısı. Onlar için ellerinde ki en değerli şeyleri alıp nefret etmelerini daha da tetikleyerek sevmedikleri ödevleri önüne koyan bir sistem. Gün geçtikçe okul yıllarını güzel hatırlayanların yerini hatırlamak istemeyenler almaya başladı. Bu sistem devam ettiği sürece ne okula olan sevginin artacağı ne de okuduğu için kendini geliştiren bireylerin ortaya çıkacağını düşünmüyorum.  Değinmemiz gereken bir diğer nokta da sınav sistemini hayatımızın her yerine endekse etmemiz. Çocuklar ile yaptığımız kitap etkinlikleri oluyor mesela. Peki neden biz okuduklarını da anlamak için onları sınav ile test ediyoruz. Bunun yerine onlarla konuşmayı denesek, içindeki karakterleri canlandırsak nasıl olur? Onlara dayatma yaparak değil de onlarla oynayarak eğlenerek ilerletsek bu süreci.  Onlar her kitabı gördüğünde de akıllarına bir sorgulama gibi olan sınav akıllarına gelmemeli. Sınavı sevmeyen çocuk da sevebilir, sevmeli kitap okumayı. Tabii burada asli görev çocukla muhatap olan bireylere düşmekte. Onların neyi ne kadar seveceği, ne kadar nefret edeceği sizin ona karşı olan tutumunuza bağlı olacaktır.  Ben her sene sınav sonuçları açıklandığı için intihar eden çocukların haberlerini izlemek istemiyorum. Evde fikri dinlenmediği için dışarıda bir köşede ağlayan çocukları görmek istemiyorum. “Hocam ben istemiyorum, ama ailem beni dinlemiyor ki..” cümlesine muhatap olmak istemiyorum. Ben artık bir kısır döngü içine sıkışan çocukların çaresizliklerine şahit olmak istemiyorum!
Ekleme Tarihi: 09 Temmuz 2022 - Cumartesi

EYVAH SINAV

 Eskiden en zor görünen sınav üniversite sınavı iken sonradan liseye geçiş sınavı ve duyduğum en korkunç sınav olan ortaokula giriş sınavına kadar düştü bu. Ne istiyoruz ve ne bekliyoruz biz bu sistem ile çocuklardan? Habire bir yarış pistinde yarışıyorlarmış düşüncesini onlara empoze etmek için itina ile elimizden geleni yapıyoruz. Kişisel gelişimde bastıra bastıra işlediğimiz ilkokul çocuğu oyun çapındadır bilgisini neden yok sayıyoruz! İlkokul çağındaki bir çocuk gayet doğal bir şekilde gelişiminin gerektirdiği üzere oyun oynamak isteyince hemen bir şartlar, kurallar, sınırlar koymak neden? Hayır, oynayamazsın! Çünkü ödevin var. Bir annenin çocuğuna kurduğu en yaralayıcı cümle olabilir. Elinizden en sevdiğiniz şeyin, hiç hoşlanmadığınız bir sebep ile alındığını düşünün. Ne hissedersiniz, alan kişiye ne yaparsınız? Muhtemelen öfkenizi kontrol edemez, bunları yapan kişiye karşı hiddetlenirsiniz. Aslında bu örnek tam olarak çocuklara yapılan baskının aynısı. Onlar için ellerinde ki en değerli şeyleri alıp nefret etmelerini daha da tetikleyerek sevmedikleri ödevleri önüne koyan bir sistem. Gün geçtikçe okul yıllarını güzel hatırlayanların yerini hatırlamak istemeyenler almaya başladı. Bu sistem devam ettiği sürece ne okula olan sevginin artacağı ne de okuduğu için kendini geliştiren bireylerin ortaya çıkacağını düşünmüyorum.

 Değinmemiz gereken bir diğer nokta da sınav sistemini hayatımızın her yerine endekse etmemiz. Çocuklar ile yaptığımız kitap etkinlikleri oluyor mesela. Peki neden biz okuduklarını da anlamak için onları sınav ile test ediyoruz. Bunun yerine onlarla konuşmayı denesek, içindeki karakterleri canlandırsak nasıl olur? Onlara dayatma yaparak değil de onlarla oynayarak eğlenerek ilerletsek bu süreci.  Onlar her kitabı gördüğünde de akıllarına bir sorgulama gibi olan sınav akıllarına gelmemeli. Sınavı sevmeyen çocuk da sevebilir, sevmeli kitap okumayı. Tabii burada asli görev çocukla muhatap olan bireylere düşmekte. Onların neyi ne kadar seveceği, ne kadar nefret edeceği sizin ona karşı olan tutumunuza bağlı olacaktır.

 Ben her sene sınav sonuçları açıklandığı için intihar eden çocukların haberlerini izlemek istemiyorum. Evde fikri dinlenmediği için dışarıda bir köşede ağlayan çocukları görmek istemiyorum. “Hocam ben istemiyorum, ama ailem beni dinlemiyor ki..” cümlesine muhatap olmak istemiyorum. Ben artık bir kısır döngü içine sıkışan çocukların çaresizliklerine şahit olmak istemiyorum!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kocaelisabah.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.